Gümbür Gümbür Tribün, Gümbür Gümbür Galatasaray.

Kadıköy’de aslanlar gibi savaşarak evimize galibiyetle dönen takımın maç başında ve maç sonunda sahiplenilmesiyle, oyuncuların karşılık olarak tribünlere vefasını göstermesiyle, skoru alana kadar bir dakika susmayıp topa adeta basan agresif tribünüyle, eğlencenin tavan yaptığı, yıllar sonra gerçekleştirilen Meksika dalgasıyla âdeta düşman çatlatan, son yılların en iyi tribünlerinden birisi yaşandı cuma akşamı Ali Sami Yen Stadı’nda.

Gümbür gümbür tribünü, gümbür gümbür Galatasaray ile yaşamayı geçirilen zor günlerin ardından herkes ölesiye özlemiş. Sezon başından beri adım adım ilerleyen, özellikle son haftalarda pik yapan takımımızla bütünleşince itici güç olmayı, yükselen adrenalini ve agresifliği eminim ki maçta olan, olmayan bütün Galatasaraylılar doruklarda yaşıyor. Sahada inanan, savaşan oyuncular; kenarda dik duran, oyunu okuyan hoca olduğunda açıkçası bu hüviyeti kazanmak bizim için zor değil. Tarihimizde, fıtratımızda, dokularımızda var olana uzanmak için topyekûn işin içine giriyor, savaşıyor ve kazanıyoruz. Dostu düşmanı herkes de biliyor ki biz elimizden geleni yaptığımızda, galibiyette mağlubiyette omuz omuza durduğumuzda bizim önümüzde dağlar, denizler eğilir.

Özellikle son yıllarda varlıkları ile yoklukları belli olmayan, buna rağmen kendilerini tahakküm unsuru sayanlar için yineleyelim, değil iki kıta yedi tepe İstanbul, yetmiş âlem biliyor ki:

“İstanbul bir saray, tek hâkimi Galatasaray.”